Kayıtlar

2015 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Geç

Resim
Şu an neredesin, yalnız mısın, yalnız değilsen kiminlesin, uyanık mısın..... Bunların çoğunun cevabını bildiğim birisi. Aylardır hayalini kurduğum birisi. Çok yakınım değil yakın olamadık bir türlü. Boşvermeye çalıştığım birisi. Çabaladığım birisi. Hayalini kurmaya korktuğum bu yüzdende kuramadığım birisi. Beni bu hallere getiren insanla konuşmaya çalışıyorum ama olmuyor. Zaten aşkın taktiksiz olanına inanırım. Kendime çok gaz verdim bak şöyle yap böyle yap diye ama olmadı, yapamadım. Bitti demek için ya çok erken ya da zaten çok geç. Ama bence çok geç. Zaten size eski sevgilisi sizin bilmediğinizi sanıp, kalkıp överse o iş olmaz. O yüzden çok  geç.  Neyse iyi geceler.

Gecenin Bu Türlüsü

Aslında istediğim çok bir şey değildi ki. Sevmek, sevilmek. Basit. Katmaşıklığı zaten biz yaparız. Ben basitçe sevmek istedim. İşler garip şu an benim cephemde. Tam diyorum birine ilgi duyacağım. Hemde saçma sapan değil karşılığı olacak birşey. Sonra diyorum bana şiirler okutmayacak ki aşkından. Lay lay lom aşklar yani anlayacağınız. Böyle diyee diye. Ne kadar sürecek? Bulabilecek miyim acaba? Bana şiirler okutabilecek birini. İnanıyorum ki evet. Ama zamanı değil. Beklemem lazım. Beklemek çok zor geliyor. Ama öbür türlüsünü de yapamıyorum zaten. Birde ona benzeyen birini görüyorum, o olmadığını bilerek. Ama yine de bir telaş, bir heyecan yapıyorum. Elim ayağıma dolaşıyor. Bana sürekli ben unutmak istemesem de bendeki yerini hatırlatıyor. Halbuki gereksiz işte. İnanır mısınız rahattım ben kaç gündür. Ama sürekli bir şeyler tetikliyor eskileri. Yapıcı değil ama yıkıcı. Kurtulmak istiyorum. Çünkü bu duygu tüketiyor. Tükenmek istemiyorum hiçliğe. Varlığa itirazım yok. B...

İstanbul Romantizmi

Resim
Şu an ağır İstanbul'um geldi. Öyle ki kendimi sokaklarında kaybetmek istedim. İzmir bitti. Gezecek, görecek ya da kaybolacak kısmı kalmadı gibi. Vardır elbet ama bir İstanbul değil. Haftasonu 20 saatliğine İstanbuldaydım. Benimde kaderim böyle işte gidince 24 saat kalamıyorum. (Birkaç defa kaldım ama geneli böyle). Lanet gibi bişey bence bu. En sevdiğiniz şey ile 1 gün bile dilediğinizce geçirememek. Boğazda bir çay bile içememek. Hatırlıyorum 4 sene önce İstanbul'a okul gezisiyle gitmiştik. Tamı tamına 4 saat İstanbul trafiğinde kalmıştık. İzmirliler alışık değildir böyle şeylere e doğal olarak herkes isyan etmişti. Benim için ise 4 saat boyunca İstanbul da olma fikri filan severek katlanmıştım. Yine olsa yine kalırım. Şu an önümde ilginç o kadar fırsat o kadar değişik ilginç planlar var ki. Erasmus izni çıktı evden. Ankara'ya da gidebilirim okul olarak. Hafta sonu dedem seni İstanbul'a getirmek istiyorum böyle bir planım var dedi. İzmirde kalırsam büyük iht...

Zor Meslek Bu Yalnızlık

Resim
Velhasıl yazdığım yazıların bir tanesini okusun dediğimiz kişiler, aslında bir tanesini bile bilmiyorsa sıkıntı büyüktür arkadaşlar. Şimdi o, kalkıp ismimi google'a yazacak biraz stalklayıp buraları bulacak filan. Ütopyamda bile olmaz öyle şeyler. Hayalleriminde bir sınırı var, yokmuş gibi görünse de. Geçen gün konuşuyorduk arkadaşımla, dedik ki "Kim bizim twitterda beğendiğimize kadar bakacak ya da adımızı bilimum kullandığı her sosyal medya ortamına yazıp bulacak?". Diyoruz hangimiz sevmedik çılgınlar gibi ama sadece biz seviyoruz çılgınlar gibi. Bizi kimse sevmiyor. Bizi, şu dediğim şeylerden birini bile yapacak kadar kimse sevmiyor. Seven varsa ve söylemiyorsa ona da hakkımı helal etmiyorum. Çünkü bence aşk herşeyden önce hakikaten cesaret işi. Sanki ben kalkıp G.'ye hoşlandığımı söyledim? Açıkçası bunu söyleyince de değişmiyor (gördük), söylemeyince de değişmiyor (gördük). İşin sırrını çözdüm sanmıştım, olunca bir anda oluyor diyordum ama bir and...

"ile" Bağlacı

Resim
       Ben seni sürekli nükseden bir hastalık gibi sevdim. Arada iyileştim diyordum, tamam diyordum, soluklanıyordum başkalarında, ama sonra sen tekrar nüksediyordun. Sen, benim içimde nükseden bir hastalıksın 5 aydır. Hatta 6. aya girdik. 6 ay nedir ki diyeceksiniz belki de. Şöyle söyleyeyim, 6 aylık ömrü kalmış birine bir ömür ; 80 yaşına gelmiş birisi içinse göz açıp kapanması kadar kısa bir süre hatta hatırlayamadığı mazi belki de.    Ama birini severek geçirdiğimiz 1 gün hatta 1 saniye bile aslında ömürlüktür. Çünkü aynı günde kalbinizin içinizde sadece günde 9000 litre kan pompalamakla kalmadığını, sizi alt üst edebileceği gerçeğini de fark ettiğiniz bir gerçekler bütünüdür de. Hatta bazen fiziksel olarak tam yerini bulabileceğiniz bir görevde üstlenir, acıyarak. Duygudan duyguya gittiğiniz 1 saniye, bomboş oturduğunuz 1 saatin yanında kıyaslanamaz bile. Hem acı çekersiniz, hem de içinizde tüm organlarınız bir yerde toparlanmış gibi. Umut e...

Cümlelerim Ben Gibi Yarım Hep

Resim
"Birbirimize birkaç aşk kadar geç kalmış olmasaydık,  Hep yanlış gidenlerin ardından yorulmasaydık.  ...  Kendimi arıyorken, olmaktan korktuğum yerdeyim, Sendeyim  Al beni, ne yaparsan yap." "Korkuyorum bakışların çarpınca bana." Ben bu şarkıyı bu adamdan dinlemeye bayılıyorum. Keşke adam akıllı stüdyo kaydı olsaydı. Ya da bana Özgür Çevik'i komple versinler, bana bütün gün şarkı söylesin. Yabancı Damatta ı-oynarken ne hayrandım adama. Babama tutturmuştum "Baba ben de yabancıyla evlenmek istesem izin verir misin?" filan diye. Babamın şu huyuna hastayımdır (!). Genel hayatım hakkındaki söylediği bir söz vardır yıllardır "Bu hayat senin hayatın. Kendi kararlarını kendin ver." ne güzel değil mi? Ama istikrarlı değil söylediklerinde. Ya da eylem ve fikir çelişiyor desem daha iyidir. Neymiş beni yabancıyla hayatta evlendirmezmiş. E hani benim hayatımdı? Hayret nerelerden nerelere gelmişim. Benim hayatım hakikaten böyle. Düşüncelerim...

Velhasıl ziyan olduk ziyadesiyle

Resim
Bu kadar göz önündeyken elleşmemek imkansız. Yani bir göz atmamak, ne yazmış yine ne dinlemiş ne okumuş diye bakmamak imkansız diyorum. Bilirsiniz işsisizimdir. Boş vakitlerimin birkaçını kendimi tutamadan böyle şeyler yapıyorum. Çok kızdım az önce birine. Bu kadar aynıyken bu kadar uzak olmayı seçmiş birisine. Zamanımızı tüketmiş, olmayan anıları öldürmüş birisine. Ben böyleyim işte. Sanki kendi hayatım mükemmelmiş gibi, sanki en doğrusunu ben yapıyormuşum gibi birisinin hatasını görünce anında çok kızarım. Daha iyisini herkes hak eder. O yüzden kızıyorum ya. Fark etmiyor şu an. Ya kafası meşgul herşeyle ya da hiçlikle. Ya da düşünmemeye çalışıyor. Bende belki bir gün düşünür diye umut edip beklemekten başka şansım yok.  Ama yazık etti, günah etti benden söylemesi. Üstüme vazife mi? Evet vazife. Çünkü bana da yazık etti. Ama saygı duyuyorum kendisine. Bu kadar benziyoruz ya ondan. Diyorum belki bir bildiği var. Keşke ilk baştan deseydim bu kadar çok benzediğimizi ...

Benim Bura Afet Yeri*

Resim
Selam arkadaşlaaar, bugün sizlere ruhumun içindeki sıkıntı ile karşılaşacağım. ( Ama sözleri çok hoşuma giden minnoş bir şarkı koyayım şuraya .) Biliyorsunuz (ya da bilmiyorsunuz) geçen yazımda içimdeki hissizlikten bahsetmiştim. Çok geçmedi, tekrar manyaklaşmaya döndüm. Yaptığım hertotemin sonucu şu 3 günde ki KARAR VER olarak çıktığından ve sürekli gelen acayip mesajlar sonucunda sevdiğim beye geri döndüm. Aman tanrım dün öğlen beraber geçirdik. Tabi bizi tanıştıran arkadaşım eşliğinde. Yan böyle aklıma ne geldiyse sorabildim ya ölsem de gam yemem diyeceğim ama şaka şaka daha çok genciz, ve de yaşanacak daha çoook şey var. Şaka maka arada ki olayı yaşamasam bu kadar rahat olabilir miydim? Hayır. Herşey de bir hayır vardır ya kızlara diyorum "Yani görseniz tanıyamazdınız beni o anda. Cesaretime filan. Rahat olmam yeterliymiş diyorum." Pislik kızlar diyor ki bak sen bak "20 yılın sonunda bunu öğrenebildiğine sevindik.". Bak dost acı söyleri biraz abartmadı...

Siz Hiçlik Ne Demek Bilir Misiniz? Peki Ya Cozutmak?

Resim
Merhabalar arkadaşlaaar. ***Anne bloğumu okumayı bırakırsan sevinirim. Bu bir sosyal mesaj. Hayatım bu benim sizlere göstermek istemediğim özelim. Anlatmak istesem gelirdim zaten anlatırdım değil mi? Bırakmayacağını bilsem de belki küçük bir farkındalık yaratmışımdır umuduyla devam ediyorum. Uzun zamandır en çok korktuğum şey başıma geldi. Ne mutlu bana değil mi ya. Evet aynen. Ney diyorsanız eğer en çok korktuğun şey. Boşluk hissiyatı. Bu öyle birşey ki, ilk olarak duygularda bir hiçlik oluyor. Hem en kötüsü hem de en iyisi. İyi çünkü film izleyerek, müzik dinleyerek filan geçiyor. Ama kötü tarafı ki hakikaten bu durumdan nefret ediyorum, kendimi yaşıyor gibi hissetmiyorum.  Ben duygularımla varım. Öyle iyiyim. Enerjimi de oradan alıyorum. Ya da bir duygunun peşinden koşarken. Sonra ki ise hiç birşey yapmak istememek. Yani zaten hesapladım tam 5 aydır bu hissiyat ile diğer hissiyat arasında git gellerim vardı. Ama şu 5 ayda beni iteleyen böyle şeylere umutsuzluktu. Bu ...

O Sevdi Diye Bende Sevdim

Resim
Hep böyle olur, Hevesim kaçınca hevesimin kaçtığının aklı başına gelir, Ama iş işten geçmiştir. Böyle dediğime bakmayın. Ya da bakın. Anladım ağır abisin. Ya ben başından beri kapalı bir kutu açınca neşeli, eğlenceli ama sahtekar biri değildir diye kendime bekle diyip durdum. Peki şimdi ne oldu sorun bakalım. Evet halen benim umudum var ama galiba geç oldu bence. Esasında bazı şeylere başlamaya yeni başlayacak gibiydik. Ama dedim ya geç oldu. Bunun sebebi olarak da şımarığımdır ve sadece sahip olmaya başlayınca sıkılıyorumdur, uzaklaşıyorumdur. Ya da sevmekten korkuyorumdur, kaçıyorumdur. Ama itiraf ediyorum tamamiyle dürüst bir şekilde söylemeliyim ki. İçi içime hiç uymayacak ben onu anladım. Ve içi içime uyacak bir başkasını tanıdım. Tanıdımı çok elleşmeyelim orası bende kalsın. Biraz basın açıklaması gibi olmadı mı yahu? Son olarak çok yakında Paulo Coelho - Zahir kitabından alıntılarla geleceğim. Bekleyin beni! Sevdiği olmadan yaşayamıyor insan Yaşıyor da.. eksik ya...

Veronika Ölmek İstiyor - Paulo Coelho

Resim
"Çünkü niyet ile hareket arasında her zaman bir kopukluk vardır. O, yarı yoldan dönme özgürlüğüne sahip olmak istiyordu." "Tanrı varsa, -ki ben olmadığına inanıyorum-, insan aklının sınırları olduğunu da bilir.Yoksulluğu, haksızlığı, aç gözlülüğü, yapayalnızlığı, bütün bu karmaşayı o yaratmadı mı? Mutlaka çok iyi niyetlerle girişmiştir bu işe, ama sonuçlar bir felaket. Tanrı varsa bu dünyayı erkenden terk etmeyi seçen yaratıklara karşı cömert davaranacaktır, Hatta bizi burada vakit harcamaya zorladığı için özür bile dileyebilir. "  "Bunları bir otuz, kırk ya da elli yıl daha görmeye devam etmeyeceğini bildiğinden daha da mutluydu çünkü o zaman bütün orjinallikleri kaybolacak ve sonrakine benzediği bir yaşam trajedisine dönüşeceklerdi."  "Cennette odaları florasan ışıkla aydınlatmazlardı kesinlikle ve de anında başlayan sancı tipik bir dünya sancısıydı. Ah bu dünyanın acıları hiçbir şeye benzeme, hemen anlaşılır." "Herkesin...

Akşam Olunca Sustururum Herkesi Herşeyi

Vakit geç. Bizim için daha da geç. " Geç " kelimesi ne kadar da içime oturuyor bir bilseniz. Geçmişten kopamamak nasıl zor bir bilseniz. Anılarıma, geçmişime  o kadar bağlıyım ki anlatsam roman olur anlatmasam yine. İnsan umut etmek istiyor ama olmayacak duaya amin demek istemiyorum, kendimi küçük düşürmek istemiyorum. Her aklımdan çıkarma düşüncesiyle kendimden tiksiniyorum. Bu muydu sevgin bu muydu saygın? diye kendime işkenceler çektiriyorum. E sevmeye devam etmekte işkence zaten. Boşa acılar. Halbuki böyle olmayabilirdi her şey. Ama hayatta her şey nasip. Dün, damadın gelini neden alnından öptüğünü öğrendim. Alın yazım kabulümdür demekmiş. Nasip işte bunlar hep alın yazısı. Elbet bir gün o da olur. Tüm enerjimi aldı götürdü bu iş. Buna da öyle üzülüyorum ki. Sürekli arkadaşlarım "İyi misin? Eski neşeli damla nerede?" diye soruyorlar. Yok işte yok nerede bende bilmiyorum. Göksel- Uzaktan şarkısını kendime ithaf edersem bence cuk oturur. Veer Zaara...

Kararname

Her işte bir hayır bu işte hepsi sensin dedim ne totemler yaptım hepsinin sonucunda bu iş olmayacak ya cevabı aldım bende bıraktım kendi yoluma su bulur ya kendi yolunu bende bulurum kendi yolumu dedim. Ama yol zormuş ya. Ama yapacak bir şey yok bir kere üzülsem bin kere üzülmekten iyidir. Şimdi bana kalan şeyler damardan şarkılar ile yola devam. Depresyona yaklaşık 2 aydır bağımlısı olduğumdan hayatımda pek bir şey değişmiyor.  Bakalım zamanla ne olacak? Ama güzel sevecektim ya kimseyi bu kadar çok sevmek istememiştim kimseyi de bu kadar sevemezdim. Ama yine gelecekle her şey değişir. Zamanla karşımıza kimler çıkacak kimleri sevmek isteyip kimleri gerçekten seveceğiz. Belki aile kuracağız belki de çocuklarımız olacak. Umut işte böyle bir şey. Bence dünyanın en tehlikeli şeyi ya. Muhtacız bir kere. Bırakamıyoruz. İyi Geceler

Portobello Cadısı

Resim
"Yüreğim, benim dünyamdan olmayan bir kadın tarafından baştan çıkarılmamak için boş yere direniyordu. Mantık yenik düştüğünde, boyun eğmekten ve aşık olduğunu kabullenmekten başka çarem kalmamıştı." "En kusursuz cinayet budur; yaşama sevincimizi kimlerin öldürdüğünü, bunu hangi güdüyle yaptıklarını, suçluların nerede bulunacağını bilemeyiz.            O adsız sansız suçlular yaptıklarının farkında mıdır acaba? Kuşkuluyum, çünkü onlarda -                   mutsuz, kibirli, düşkün ve güçlü olanlar - kendi yarattıkları gerçekliğin kurbanıdırlar." "Dışadönük kişilerin içedönük kişilerden daha mutsuz oldukları bunu gidermek için de  sürekli olarak ne kadar mutlu, hayatla ne kadar barışık olduklarını kendilerine kanıtlamaya çalıştıkları söylenir." "....Ya aklım alan biricik şeyi - o kadına olan aşkımı- kaybedecektim ya da özgürlüğümü ve geleceğin bana sunduğu tüm seçenekleri.       ...

Overthinking A Lot

Resim
"Yüzüne söyleyemediklerimden bir kitap yazardım, yakmak için." Tumblr da dolaşıyordum öylesine sonra bu alıntıyla karşılaştım. Son yazımın son kısmında da bahsetmiştim bir platonik aşk yaşıyorum diye e tabi bu yazıda beni oralara götürdü bir ilham böyle kendimi anlatma ihtiyacı ile buralardayım işte. En iyisi size baştan anlatayım. Anlatayımda bir açıklamada yapmak istiyorum. En son 11.sınıfta böyle büyük bir platonik aşk yaşadım o da Bay Boğa idi. Tabii ki blogumun genel bir okuyucu kitlesi yok ama en yakın arkadaşlarım bilirler. Bakın arasından 3 yıl geçmiş bu işlerde paslanmışım bence. Başlıyorum. Geçen dönemin final dönemiydi. Kütüphanedeydim. Ders mi çalışıyordum? Hayır zaten ders çalışamıyorum ben kütüphanede masalar bana alçak geliyor (Evet sebebi bu). Ama mühendislik kitaplarının orada takılmaya da bayılırım kendimi zeki hissediyorum. Neyse mühendislik kitaplarının oraya giderken yerde rafların önünde elinde bir kitapla oturmuş bir çocuk gördüm. Hoş çocukmuş d...

Brida*

 "...ne de olsa Ruh-eşini bulmak herkesin hayatında ki kutsal bir görevdi..." "...Brida kim bilir kaç kez aşk acısı çektiği günleri, hiç çalmayacak telefonun sesini bekleyerek uyumadığı geceleri, ertesi hafta sürmeyen romantik hafta sonlarını, kim var kim yok diye çevrenin kolaçan edildiği partileri, sırf başarabileceğini kanıtlamak için birinin gönlünü feth etmekten duyulan keyfi, sizi mutlu  edebilecek tek erkeğin enyakın arkadaşınızın sevgilisi olduğunu anladığınızda duyulan hüznü ve yanlızlığı düşünüyordu.Bunlar Brida'nın dünyasının ve tanıdığı herkesin dünyasının bir parçasıydı. Bu aşktı ve ezelden beri insanlar Ruh-eşlerini böyle aramışlar, karşılarında ki insanların gözüne, arzu denilen o özel parıltıyı bulmak için bakmışlardı."  "Seninde sonunda anlayacağın gibi, Aşkta hiçbir risk yoktur. İnsanlar binlece yıldır birbirlerini arayıp buluyorlar." "Bazen tanrının lütufları camı çerçeveyi parçalayarak gelirdi.  " "Sürekl...

Yaralı Bereli

Ya bu yazı ciddi anlamda yılın bunalımını konu alan bir çalışma. Şimdiden uyarayım derim! Şöyle 2 hafta önce bana gelenler geldi. Normalinde her an kıymetlidir benim için. Ama kafama nasıl taktı isem artık anı filan umurumda değil hedefe kilitlenip bir şeylerde direttim. Sonuç: 3 gün aralıksız ağlama krizi, depresyon testlerinde ağır depresyon teşhisi ve acil doktora gitmelisiniz uyarısı, göz altlarım da damar çatlamaları, yüz tane arı sokmuşcasına şiş gözler. Hani böyle ağlarsınız ağlarsınız ağlarsınız ve bir noktaya gelirsiniz artık ağlamaya hacetinizde gözyaşınız da kalmamıştır ya bilirsiniz şu durumu ya da şöyle söyleyeyim bende hep öyle olmuştur. Bir yerden sonra sadece ses vardır ama gerisi yoktur. İşte bu sefer tamda böyle olmadı. Artık nasıl yıprandım nasıl ağır geldi bilmiyorum ama ne gözyaşı bitti ne de hacet. Halende ağlayabiliyorum. İleride devam ederse bu hal CV'mede yazarım artık her an ağlayabilirim dikkatli olun diye. Derdin neydi diye sorsanız maddi amaçlar...

İçimizde Kaldı İşte Bak Gördün mü?

Ya cidden dertler bende derya olmuuuş halen ne hacet yaşıyorsam bilmiyorumda yani. Hayatımda 2 gr heyecan oluyor pat ben yine içine ediyorum. Galiba benim en büyük düşmanım kendim gibi. öyle oturup mantıklı düşününce. Hayat zor ama o konuda hem fikirizdir bence. Yani dün azıcık kendimden utandım blogum var mis gibi neden niçin ne sebeplen ergen ergen yazılar yazmışım. İnternete adımı soyadımı yazıyorum en ergen en rus takıntılı olduğum dönemle ilgili iğrenç bir yazımı buluyorum. Aferin süper helal devam demek tabiiki de boynumuzun borcu. Neyse nerede kalmıştık ya işte böyle hop buradan hop şuradan tey tey atlamaktan okuyan insanlar helak oluyor vallahide billahide yav. Bir ergen yazımı daha içimden bir sürü şey geçerken bloğuma bile yazamadığım içimi dökemediğim an ile bitiriyorum. Ki biliyorum esasında ben bu konuyuda unuturum yok ya unutmam ama birgün kafama dert ettim diye gülerim. Üst kat komşu bu sırada birşeyler devirirken bende gideyim. Edit* Ya aslında hayatımdaki bir ...