Portobello Cadısı
"Yüreğim, benim dünyamdan olmayan bir kadın tarafından baştan çıkarılmamak için boş yere direniyordu. Mantık yenik düştüğünde, boyun eğmekten ve aşık olduğunu kabullenmekten başka çarem kalmamıştı."
"En kusursuz cinayet budur; yaşama sevincimizi kimlerin öldürdüğünü, bunu hangi güdüyle yaptıklarını, suçluların nerede bulunacağını bilemeyiz.O adsız sansız suçlular yaptıklarının farkında mıdır acaba? Kuşkuluyum, çünkü onlarda - mutsuz, kibirli, düşkün ve güçlü olanlar - kendi yarattıkları gerçekliğin kurbanıdırlar."
"Dışadönük kişilerin içedönük kişilerden daha mutsuz oldukları bunu gidermek için de sürekli olarak ne kadar mutlu, hayatla ne kadar barışık olduklarını kendilerine kanıtlamaya çalıştıkları söylenir."
"....Ya aklım alan biricik şeyi - o kadına olan aşkımı- kaybedecektim ya da özgürlüğümü ve geleceğin bana sunduğu tüm seçenekleri.Doğrusunu isterseniz karar vermek kolay oldu."
"Aşkın büyüklüğünü, bir yolun uzunluğunu ya da bir binanın yüksekliğini ölçer gibi ölçemezsiniz."
"Şimdi yanlızlığımdan kaçmaya kalkarsam, bir daha asla birlikte olacak birini bulamam. Yanlızlığımla savaşacağıma onu kabullenirsem durum değişir belki. Yalnızlık, ne kadar bastırmaya çalışırsak o kadar güçleniyor, ama yok sayarsak gücünü yitiriyor, bunu fark ettim."
"En güzeli, bırakacaksın kader, hayatımıza karışssın, hepimiz için en doğru kararı versin."
"...Hayatım boyunca mantığımın yolundan yürümüş; aşkın ansızın karşımıza çıkan bir şey değil beslenip geliştirilecek bir şey olduğuna inanmışımdır, ama Athena'yı bir daha görmezsem hayatımın önemli parçasını Transilvanya da bırakacağımı hissediyordum ; belki bunu çok sonra fark edecektim ama öyleydi işte."
"Kaldı ki, 'mutluluk nedir?'. Mutluluğun aşk olduğunu söylüyorlar. Oysa aşk mutluluk getirmez, hiçbir zamanda getirmemiştir. Tam tersine, sürekli bir kaygı durumudur aşk, bir savaş meydanıdır; kendi kendimize sürekli olarak acaba doğru mu yapıyorum diye sorduğumuz uykusuz gecelerdir. Gerçek aşk, vecd ile ıstıraptan oluşur."
"Sevgi ne arzudur, ne bilgi, ne de hayranlık. Bir meydan okumadır, görünmez bir ateştir."
"Değişiklikler ancak yapmaya alıştığımız her şeyin tam tersini yaptığımız zaman gerçekleşir."
"Sevgi istenemez, çünkü başlı başına bir amaçtır. Sevgi ihanet edemez, çünkü sahip olmayla hiçbir ilgisi yoktur. Sevgi hapsedilemez, çünkü bir ırmaktır. Sevgi, taşar, sel olur."
" 'Bütün erkeklerin sağır olduğu bir dünyada, beni duyabilen bir kadınla konuşuyorum.' Beni kastettiğini sanmıştım ama sözünü ettiği kadın ormandı."
"O gece ona sunduğum ve o günden beri hiç aklımdan çıkmayan aşkımı en sonunda kabul mü ediyordu? Lübnanlı şair Halil Cibran vermenin almaktan daha önemli olduğunu söylemişti. Bunla bilgece sözlerdi, ama eninde sonunda "insan"dım bende; zaaflarım, kararsızlıklarım, hem huzur içinde yaşamak, hem duygularımın kölesi olmak, hem de aşkımın karşılık görüp görmediğini bile bilmeden kendimi sorgusuz sualsiz teslim etmek isteyişimle "insan"dım. Tek yapması gereken, onu sevmeme izin vermekti."
"Bir an cennet ile cehennem, isyan ile boyun eğiş, mantığın soğukkanlılığı ile duyguların yıkıcılığı arasında gidip geldim."
Bu sefer Paulo Coelho'nun Portobello Cadısı'nı okudum. Açıkçası bunu Brida'dan daha çok beğendim. Ama Brida'nın yeri bende farklı.Daha dikkatli okudum kitabı ve her cümlesine önem verdim. Kitabı, içindeki hikayeyi ve her kelimeyi gerçekmiş gibi kabul ettim. Şirin Halil hala bir yerlerde yaşıyormuş gibi baktım olaya. Yazar yaratıcıya olan aşkı, ve insana olan aşkı o kadar güzel betimlemiş ki acılarını içimde yaşadım. Çoğu zaman Athena'nın yaşadığı çıkmazları hayatta her verdiği este yaşadığı o derin boşluğu. Bende yaşıyormuşum gibi geliyordu. O yüzden bu kitabın kahramanı gibi hissettim mi? Evet. Brida da olmak istediğim kız vardı bu kitapta ise zaten olduğum biri.
Yorumlar
Yorum Gönder