Siz Hiçlik Ne Demek Bilir Misiniz? Peki Ya Cozutmak?

Merhabalar arkadaşlaaar.

***Anne bloğumu okumayı bırakırsan sevinirim. Bu bir sosyal mesaj. Hayatım bu benim sizlere göstermek istemediğim özelim. Anlatmak istesem gelirdim zaten anlatırdım değil mi? Bırakmayacağını bilsem de belki küçük bir farkındalık yaratmışımdır umuduyla devam ediyorum.

Seçenekler için tıklayın

Uzun zamandır en çok korktuğum şey başıma geldi. Ne mutlu bana değil mi ya. Evet aynen.

Ney diyorsanız eğer en çok korktuğun şey. Boşluk hissiyatı.

Bu öyle birşey ki, ilk olarak duygularda bir hiçlik oluyor. Hem en kötüsü hem de en iyisi. İyi çünkü film izleyerek, müzik dinleyerek filan geçiyor. Ama kötü tarafı ki hakikaten bu durumdan nefret ediyorum, kendimi yaşıyor gibi hissetmiyorum.  Ben duygularımla varım. Öyle iyiyim. Enerjimi de oradan alıyorum. Ya da bir duygunun peşinden koşarken.

Sonra ki ise hiç birşey yapmak istememek. Yani zaten hesapladım tam 5 aydır bu hissiyat ile diğer hissiyat arasında git gellerim vardı. Ama şu 5 ayda beni iteleyen böyle şeylere umutsuzluktu. Bu bildiğiniz HİÇLİK. Ya nefret ediyorum nefret nefret nefret. Ne kadar nefret yazsam duygularımı tam olarak anlatabilmiş sayılmam. Ne kitap okumak ne film izlemek ne de uyumak istiyorum. Ya uyumak dahi istemiyorum.

Zaten son zamanlarda rüya da görmüyorum diyecektim ama durun bu gece rüya gördüm.

 Hem de  5 aydır kafamı taktığım çocuğa hamileyim şakası yapıyordum ya şu an gülüyor olsam bile gözlerimde küçük bir yaşarma olmadı değil. Yazık ya. Aslında rüyanın ana teması o değil ama size kalkıp birde rüyalarımı anlatmıycağım değil mi? O üç sene önceydi canım ya artık olmaz büyüdüm ben.

Bu arada bakın 2 gündür yılları devirdiğimiz arkadaşımda ayları devirdiğimiz arkadaşımda benim büyüdüğümü ve de olgunlaştığımı söyleyip gurur duyduklarını söylediler.

Bende onlara kızsam mı yoksa kendimle gurur mu duysam bilemedim. Ya konularda çok komik. Biri insan içinde üsluplu bir şekilde yakın bir arkadaşımla ağır bir kavgayı idare etmemle gurur duymuş. Ya bu konuda aslında haklı sayabilirim. Çünkü kavgalarda genelde sinirlerime hakim olamam, ya olay yerini terk ederim şöyle bir uzaklaşırım yahut insan içinde rezil ederim.

Vay be zenci kavgalarından sonra üslubu öğrenmem ironik ve de anormal olsa da VAY BE.

Diğer konu ise birisine açılıp sonra konuyu hızlıca kapatmam. Yani hayatımda yeterince drama olmayınca eski konuları hemen açarım ama bu sefer ki aşırı hızlı olup bitti. Hatta bayağa hızlı. Ne ara açıldın demeyin, inanın hayatımda böyle bir ekşına ihtiyacım vardı.

Sonucu üzdü mü üzdü. Hatta bir süre uyutmadı da. Anestezi filan yapsın diye biri çok baktım ama buralarda doktor yok, olmadı. Ama yine ileride CV'me gönül rahatlığı ile yazabileceğim "Erkek konularını hızlı kapatarım. Hatta o kadar hızlı kapatırım ki bana Batı'nın en hızlı konu kapatıcısı derler. Redkit de kimmiş?" bir cümle grubum var.

Birde CV'me "Dua gücüm (iman power) ile sevdiğim bey ile aynı ringe denk gelebiliyorum. Ayrıca günaydın demenin tarifsiz hazzına da ulaşıyorum." yazabilirim. Haz kısmını çıkarsam iyi olur tabi ama onu o zaman düşünürüz.

Aaa bu arada ben çok kötü rezil oluyorum arkadaşlar. Yani nazara cidden inanırım artık bu nasıl nazarsa tövbe tövbe artık yeter ya. Bıktım öyle durumlara düşmekten. Mesela dediğim gibi konu kapatıyorum ama ardından fark etmeden öyle şeyler yapıyorum ki sanki o insanın gözünün içine girip bak ben hala burada seni düşünüp hayal kuruyorum diyormuşum gibi oluyor. Bıktım ya bıktım. Hay bende ki şansın.

Bu arada açıldığım kişi (şu an fark ediyorum yarım ağız) arkadaş olabiliriz film kitap filan konuşabiliriz dedi. Ya ben cidden öyle bir arkadaş arıyordum kendime. Beni ciddiye almaması üzdü mesela. Yani şu hayatta bir böyle kültürel tartışmalar yapacağım arkadaş, bir tane spor maçlarına izlemeye gideceğim arkadaş bir tane de moda tartışacağım arkadaş istemiştim. 1 ve 2 olmadı ama Allahtan moda kısmında şanslıydım. Neyse bu beni üzdü arkadaşlar anlıyor musunuz?

Bu arada şaka maka gece güzel bir ayar çektim kendime. Dedim bak herşey için geç değil halen sevdiğin beyi sevebilirsin. Birde bu ay için umutluydum ben. Ya 24ü ya 26sı doğum günü var. Küçük es noktamı verdim, tam gaz devam edebilirim bence.

Ya bu arada aklımda kalan ve bana kimse destek vermediği içinde yarım kalan birşeyden bahsedeceğim. Ben ilk özgün tabloma başlamıştım. Hatta çizdim de sıkıntı yok. Ama bir türlü elim gitmiyor. Boyayamıyorum, tamamlayamıyorum. Neden? Aynısı Çağlar'ın kitabında da başıma gelmişti. Onu da bitirememiştim. Neden? Aslında nedenini biliyor gibiyim ama. Neyse buradan bfflerime sesleniyorum HELP MEEEE YAHU.

Oh be içimi cozutarak anlattım. Mutluyum. Galiba o kadarda çok hiçlikte değilmişim yazı yazdığıma göre. Ya hatta şu an aklımdan geçen belli belirsiz düşünceleri yazdığım içinde karar vermiş gibi bişeyde oldum. Sevdiğim Beyin doğum gününü bekliyceğim, Çağlar'ın kitabını bastırıp okuyacağım ve artık ona eleştirimi bitireceğim. Ve film eleştirmeliğine soyunucam ya tamam ya. Araştırmaya 5 dk içinde başlıyorum. Yeneceğim seni HİÇlik. Bittin oğlum sen.

Kendinize çok iyi bakın, bu yazıları okuyan gözleriniz dert görmesin.

İyi Akşamlaar.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Velhasıl ziyan olduk ziyadesiyle

Benim Bura Afet Yeri*

Veronika Ölmek İstiyor - Paulo Coelho