The Sound Of Freedom
Kısa ama özgür tatilimin sonu çabucak geldi ve şu an evden size bağlanıyorum. Süprizi kaçmaasın dediğim olayı anlatmaya hemencecikte başlıyorum.
Şimdi babam izin vermeyince bir yandan çok büyük vicdan azabı duyduğum bir yandan da kesinlikle yapmam gereken şeyi yaptım. Babamla anneme onlar bizi götürecek diyerekten yola çıkıp aslında yalnız başımıza gidiverdik. Ve ciddi ciddi harikaydı. Herkes özgürlüğünü 2 günlüğünede olsa yaşamalı. İşte baba tek başımıza yaşayabildik.
Tamam zorlukları vardı. Mesela UFO, süleymancık, kilitlenmeyen kapılar, tıkırdayan pencereler, esmeyen rüzarlar, kızarmayan patatesler, közlenmeyen biberler, kıro beyefendiler, peşimizden koşan kırmızı şortlu çocuklar, tıkanan lavabolar, Hacer Teyzenin kayıp cam kasesi vb. Ama biz atlattık. Gerçekten sapasağlam evimize döndük.
Eve gecenin bir köründe dönmek kimsenin hesap sormaması çok güzel. Ama yalnız olmakta ürkünç yani o kısmı es geçemiyorum. Çünkü benim en önemlisi karanlık korkum var. Şaka değil malesef ki. Neyse havada sıcak ya çıktık terasa üstümüzde de cibinlik bir yandan cips yiyip bir yandan ürküyoruz. Sonra bir anda karşıda bir yerler de uçak desen uçak değil bir araç gördük. Havada asılı duruyor böyle. Sonra başladı yükseldikçe yükselmeye, seste çıkarmıyor lanet şey. Birden yaklaşmaya da başladı. O an söylediğim saçma şeylerin çoğunu hatırlamıyorum ama aklımda tek bir şey var "Buse bakma sen." diyerek Buse'nin gözünü kapatıp benim korkaraktan bakmam. Biz daha önce UFOlu bir film izlemiştik onun da o an etkisini gördük. Ama asıl olaya gelirsem, orada korkudan öldük ama kalkıpta içeriye geçmedik. Biz içeriye duvarda bir süleymancık gördükten sonra koşarak içeri girdik. Evet UFOla eğer bu yazımı görüyorsanız bence bıraktığınız izlenimleri bir daha gözden geçirin.
Sonra ki gün çok güzel ton balıklı sandviçlerim ile gittik plajımıza. Ben olabildiğince güneşlendim ve yüzdüm. Bu arada bir balık yada başka bir şey bacağımı yedi. Yani denizin derinliklerinde bacağımı bir şey kanatıyor. Ne olduğu belli değil. Tamam bacaklarım güzel ama balıklar size ne oluyor? Neyse akşam yemeğinden sonra da komşu ve ilk misafirlerimiz bize geldi. Aylin ve Melissa. İkisi de Norveçli, anneleri Türk olduğu için yazları da Türkiye'ye geliyorlar. Melissa bir güzel bir güzel, çok hoş bir kız. İkisi de bizden küçüklerdi. Bu arada Melissa'nın fotoğraflarına bakarken fark ettik kızlar 15 yaşında olmalarına rağmen kesin kes 21-22 gösterirler iken erkekler ise 13 sularında gösteriyorlar. Ama kızlar güzel bazı erkekler var tapılası. Norveç'e gitmeyi düşünüyorum. O gece hem dışarıda bayağa gezdik hemde ilk yatılı misafirlerimizi de ağırladık. Kızlar bizde kaldılar ve o gece Özge de BBMden katıldı ve çok çok eğlendik.
Bu arada Hacer Teyze'nin kayıp cam tabağı hala bulunamadı. Kadın bir tanecik, küçük, cam tabağını bütün evde aradı. Hani alt tarafı cam. İçine altın tozu koyucaktı herhalde biz anlayamadık :D
Neyse böyle geçti gitti. Çok eğlendik. Buse ile erkekleri çok sorguladık. Neden, niçin sorularına cevaplar aradık ama bulamadık.
Jr. Leydi
Yorumlar
Yorum Gönder