My New Obsession (Benim Yeni Takıntılarım)

"Helloooo! Today I'm going to show you guys.." demeyi çok isterdim ama ben bir vlogger değil blogger'ım. Aslında çocuklar ben vlogger olmayı çok istiyorum ama ne bileyim yani youtube da izlediğim kızlar genelde makyaj yapmayı harbici biliyorlar ayrıca bir ton makyaj eşyaları var. Ailem kozmetik karşıtı olduğu için bende de yok açıkçası onlar. Ayrıca yeteri kadar fotojenikte değilim bence. Birde aksiyon oyuncusu olmak istiyordum. Zor ya.

 Şu son zamanlarda size takıntılı olduğum şeyleri anlatmak istiyorum. Yani beni bilirsiniz eğer bloğumu oturup okuyorsanız ve sıkılmıyorsanız paylaştığımız ortak şeyler vardır. 

Son zamanlarda ben makine kahvesine resmen takıntılıyım. Hatta resmeninde ötesinde. Şey yapabildiğim her vakit üşenmeden kaldırıp kıçımı yapıyorum. Bir başka takıntılı olduğum şey ise;


Bu grup harika dostum. Yani başka şarkılarına yeni yeni bulaşıyorum ve hoşuma gidiyor. Ama favorim tabii ki yukarıda.

Birde film takıntım olduğundan Star Wars, Umut Işığım ve Prestij filmlerini izlemenizi çok öneririm. 

Bu ay hatırladığım kadarıyla 21 tane film izlemişim. Yazmaya geçen hafta başladığımdan tam rkamı bilmiyorum tabii.

Başka bir takıntımda Hayden Christensen. Onunla Star Warst tanıştım ve bam tabii ki artık onunda büyük bir fanıyım. Oynadığı tüm filmleri izlemeye başlayacağım inşallah. 

Başka ve son takıntım ise Elizabeth Woodville. Eğer The White Queen'i izliyorsanız kimden bahsettiğimi bilirsiniz. İzlemeyenler için ise size şöyle açıklayayım Anne Boleyn'in tıpkısının aynısı. Tek bir farkla evet bu kralda azgın ve metresleri var ama Elizabeth'e aşık ve ona asla zarar vermez. Zaten İngiltere Tahtındaki savaşların nedeni de bu kadın. Kralımızın ailesi bu kadını istemez ama Kral Edward Elizabeth'i kraliçe yapmakta kararlıdır tabii Elizabeth'de tahtta kalmaya. Kral Edwrd'ı oynayan Max Iron'ı Göçebeyi izleyenler bilir o yüzden sadece kralın yakışıklılığından bile izlenir film. Elizabeth'i de canlandıran kadın ciddi anlamda güzel ve otantik bir havası var. Ben tahta yakıştırıyorum. Ayrıca benim her sevdiğim dizide çarpıcı rolle karşılaştığım James Frain de bu sever kral yaratan rolüyle karşımdaydı. Her ne kadar Elizabeth'den nefret etsede kendisini ben affettim sen hiç merak etme Jamesciğim.Herhalde bu adam Anne Boleyn tarafında olmasaydı sevmezdim bu adamı bu kadar. Çünkü True Bloodda komikti ama kötü bir karakterdi ve White Queende de kötü bir karakterdi. Kısaca demek ki ben en çok Anne Boleyn'i seviyormuşum. Onun hatırına hep bu adamı affediyorum.


Benim yeni takıntılarım bu kadar. Bakalım ne kadar kısa sürede yepyeni takıntılara yelken açacağım merak ediyorum.

İyi Günler Sevgili Okuyucularım.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Velhasıl ziyan olduk ziyadesiyle

Benim Bura Afet Yeri*

Veronika Ölmek İstiyor - Paulo Coelho