Stop Carrying Things

Mayıs 26, 2012

Günaydın Sayın Seyirciler,

İşte koskoca salak manyak aptal bir haftanın daha sonuna geldik. O kadar iğrenç günler de geçirdim ki ne siz sorun ne de ben söyleyeyim. Ama yok yok anlatacağım.

Öncelikle bu hafta çok tembeldim. Hem de feci tembeldim ki fizik sınavına ve dil anlatım sınavına 1 gr bile çalışmayayıp Buse ile cozuttuk. Sonra gelin görün Fizik sınavından 10 bile alamayacak iken ben Dil Anlatım sınavlarım da klasikler hep bir 40 olduğundan ümitli değilim. Sonra hani bu kadar sınavların acısıyla dehşet içerisindeyken bir şey için kura çekiyorduk. Bakın 4 kişi var 3 kişi çekilecek. Bende her türlü çekilişten bir şeyler kazanırım (hatırlar mısınız bilmem ama geçen haftalarda bir fün ben hediye dershane bile kazandım) ama uğursuzlukta var üstümde hoop %25 lik şans bana çıktı yani kura bana çıkmadı. Ne güzel değil miii?

Bir de o gün sen kalk salağın biri benim blogspot linkimi paylaşıp şunu şikayet edin dememiş mi. Spam hiç birşeye sahip olmadığı için tümüyle zararsız bir şey ama eğer bir şey gelirse bundan sonra ki günlerde elimizde de yine kanıtlar olduğu için mahkemelik bile edebilirim. Annemle babama anlattım onlar da bloğumun benim için ne kadar değerli olduğunu bildikleri için olmayacağını bilsemde kapanması halinde anında mahkeme.

Neyse bu kadar olumsuzluk içerisin de haberiniz yok biliyorum ama haftaya Bay Boğa mezun oluyor. Ve mezuniyetlerinde ki dans grubunda kim var tahmin ediin? Tabiki ben varım ama biliyor musunuz hiç bir ilgi kırıntısı bile yok. Neysem bu durum sadece Ceren'in işine geldi bak baba geliyor adam akıllı hareketleri yap rezil mi olmak istiyorsun sen diyor . Sürekli bir de övgü edince bana ben şımarıyormuşmuşmuşum . Ben şımarık mıyım Ceren yaaa :D Değilim yanii :D Burada babam devreye giriyor ve anneanneme "Bu kızı böyle şımarık siz yaptınız." diyor.

Neyse işte size geçen hafta yanlışlıkla izlediğim bir Mad Men bölümünden bir kısım izleticeğim. Bence çok güzel ya. Eğer kavga ediceksem o kim olduğunu bilmediğim kişi ile o zaman böyle kavga isterim yani.

Bu kısmı da atlatırsak eğer ay ben ne sıkıcı bir insan oldum ya. Ciddi ciddi. Bu hafta karanlık çağı yaşadığım için herhalde içimde karartık olmuş.

Aaa bu arada geçen sene biz bir kampa gitmiştik. Bu sene yine varmış o. Ve babamdan izini kopardım. Yani gidiyoruuum :D Umarım Kleo da izini kopartır. Bu sene extralarımız da var ve onlarla daha da güzel geçeceğine eminim. Umarım üst komşunun haberi olmaz. Iyyyyk bir
düşünsenize. Ay yok ben düşünemem kaldıramıyorum. Sürekli bungolovun önünde olucak felan nereye gisem orada olucak. Cehennemden farkı olmaz oranın. Ama aklımda ne olursa olsun bambaşka bir plan var. Geçen sene Evo ile takık olduğumuz birisi vardı. Biz kod adını Karışık koymuştuk (irazdan hikayesini anlatırım.). Ve bütün bir sene oyunca o çocuğun ismini merak edip durmuştum. O çocukta Mert tip var diye Mert diyorduk ama hala da çok merak ediyoruz. Eğer bu sene de görürsek onu kesin kes ismini sormayı planlıyoruz.

Hikayesine gelirsem eğer şimdi günlerden bir gün biz büfe de oturur iken Özge bir karışık tost istemişti. Sonra bir tane karışık tos geldi ve Özge tostu almak için kalktığında o tatlı çocuk çoktan almıştı tostu. Ama tatlı olduğu gibi de centilmen olan bu çocuk tostu Özgeye verdi ve tost beklemeye devam etti. İşte çocuk hem tatlıydı hem de centilmendi. Ayrıca kareli gömlekler ona çok yakışıyordu. Evo ile biz aynı anda çocuktan hoşlanmaya başlamıştık ama daha sonra Evo karizmatik kod adlı bir başka fazlasıyla yakışıklı çocuğa dönünce karışıkta bana kaldı. Ama o çocuğun sayesinde ben Hush Hush'ı atlattım. Bay Boğayı nasıl atlattığımı bilmiyorum ama arkadaşlarım atlattığım için memnunlar. Vay sürtükler.

Ve bugün yazlığa gidiyoruz temizlik falan yapıcağız ve lanet girsin ki bulduğum ilk boşluk anında denize kaçacağım.

Bütün yazı boyunca imlama dikkat ettim. Sizde fark etmişsinizdir. Artık imlama birşey denilmez umarım.