Kayıtlar

Kasım, 2011 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Son Zor 3 Gün

Resim
Son 3 gündür yaşadığım depreşyon ve  bunalımı anlatamam sayın seyirciler... Malesef ki büyün hayallerim çöktü, bitti, mahvoldu. Bay Boğa eski sevgilisine döndü ve ben öylece kalakaldım. En kötü yanı ise bunu part part öğrenmiş olmam. Mesela ilk onları beraber yürürken görmem, 1 gün sonra ise işin asıl boyutunu daha yakından görmem. Şimdi part part olaya başlıyorum. Her öğrendiğim şey sonunda yaşadığım şokları elimdeki küçük defterden ve siyah stabilomdan çıkartmanın sonucu budur. 29 Kasım 2011   13:21 sularında (Onu ve kızı yürürken gördüğümde.) "Baylar bayanlar ne yazacağımı bilemiyorum. İçimde ağlama dalgaları var, kıyıya vurup duruyor ama bir yandan da dalgaların büyümesini engelleyici bir şeyler var içimde. Acaba bu engeller ne? Kendi kendimi çözdüğüm zaman kendime çikolata alacağım. Bu duygusal çöküntümün sebebi Bay Boğa'yı eski sevgilisiyle görmem. Onu kendi okuluna kadar bırakıp geri dönmesi.Herşeyi geçtim onu okuluna kadar bıraktı ya. Şimdi ben napayım? Kazon...

Losing My Religion

Resim
İyi Akşamlar Sayın Seyircileeer,  Bu akşam size çektiğim saçma sapan fotoğrafları paylaşamasamda aklımda bambaşka saçma sapanlıklar var. Aklımda zilyon tilkiyi yakalayana aşk olsun. Ama öncelikle size Bir Gün kitabu hakkındaki yorumlarımı sunmayı bir borç bilirim. Bir heves okuduğum bu kitap hevesimden midir nedir ilk harikaydı. Sonra sürekli 15 Temmuz okumak bana yaramadı herhalde ki azıcık bayağılaşmaya başladı. Hem nerdeydi o büyük aşk? Kitabın daha 2. ve 3. syfalarında bir sürü mükemmel yorum. Hani nerde o mükemmel kitap diye düşünmeden alamadım kendimi. O mükemmel tutku dolu aşkı 400. sayfaya kada gelipte bulamayınca bende aramaktan vazgeçmeye başlamış sonunu nereye bağlayacak diye merak ediyordum. Ve açıkçası aslında o tutku dolu aşk eksikliğinde aslında yazar fazladan fazladan mükemmeldi.Adamın anlatışı, o hiç düşünülmeyecek ayrıntılar, geçmiş hakkındaki yorumları, 90ları anlatışı. Ciddi ciddi adam harika bir yazar. Ama kitabın kapağına bakıpta dediğ...

Herşeyden Bol Bol

Resim
Amaaan ne biçim hayat dediğim günlerden birindeyim. Nedeni de herhalde bunalımda olmam. Gerçi ne zaman, nerede, niçin bunalıma girdiğimi bilmiyorum. Ama geçen gün internette araştırdım bu bunalıma girme belirtilerinde uyku düzensizliğide vardı. Çok uyuma, az uyuma falan. Ve ben gece bir gece saat 3te bir gece (hatta akşam) 8.30da yatağımda derin bir uykuda uyuyarak bulunuyordum.Bu düzensizliğin yan etkileri ise metroda sınava çalışmaya çalışma yada ağır migrenimsi baş ağrıları yada sürekli gergin olan sinirler.Ve yoğun duygusallık Yani.bu aralar hiç birşey istediğim gibi olmuyor zırvaları. Habire zırvalamalar ağlamalar falan. Neyse olaylar böyle çevrelenrken Tarih öğretmenimiz adı lazım değil baş harfi bahtışen'i öldürmek istiyorum.Ben onu öldürürken çıkaracağı sesler güzel bir şarkının en can alıcı melodileri gibi geleceğinden hatta beni iyicene tahrik edip daha sert davranacağıma dair söz verebilirim. Bu hırçın sevgimin nedeni ise kağıdı fulleyip verdiğim (9 puanlık boşluk...

Lanet Gün Yahu

Bu sıralar çok yıkılıyorum sayın seyirciler. Önce felsefeci, sonra Kazonova Kova, sonra ingilizceci şimdide kardeşlerim. Ama bu kardeş kısmı fena dehşet ötesi. Yani kardeşlerim dedim sırtımdan bıçaklandım. Ama bence olayı baştan anlatayım. Şimdi bugün kardeşlerimin doğm günü ve bilin bakalım annem kimleri pasta kesmeyi çağrıyor? Tabii ki bilemezsiniz. Üst komşularımız. (Şu üst komşumuzun oğlu bana yazıyor ama ben salak saçma bir davranış gerçekleştirip önce onu sevdiğimi sandığım için öyle davranıp daha sonra aslında Kazonova Kova'dan dolayı bitiriyorum herşeyi ve 2 ay boyunca karşılaşmamak adına elimden gelen her şeyi yaptığım durum.). Halbu ki ben bu akşam yemekte zekice bir soru sorup aldığım cevabın analiziyle sanmıştım ki pastayı ailecek kesicektik.Ama öyle olmadı. Annem canı gönülden üst komşuyu çağırdı ve ben can havliyle kapımı ve lambamı kapatırken babama kimse beni kaldırmasın ddim ve uyuma numarası yapmaya başladım. Tam bunlar bize geldi ikizlerden biri benim odama g...

Dün Öğlen Sularından Gece Sularına

"Sevdiğiniz kişi size " Seni siklemiyorum ." bakışı attığında içinizde küçük bir acı hissediyorsunuz. Bir anda gözleriniz yanıyor. Tamam durumu abartmak istemiyorum ama olayın içinde farklı kırıklıklar var. Olay sadece o bakışta değil. Yani napabilirim ki? Seviyorsun işte. İster az , ister çok. Gerçi dediğimiz gibi tutkulu bir sevgiyi içim kaldırmıyor artık. Tutkulu sevgiye karşı düşman oldum ister istemez. Kendime de hayret etmiyor değilim. Ama başa geri dönersek hala arkadaşımın " Seni siklemiyor bakışı. " demesi, o sesi kulaklarımda çınlıyor. Hayat zor işte. Gittim yine zorlaştırdım. Ah, ne aptalım. Tamam, sakin. Yeni bir karar vermem lazım galiba. Yine o yol ağzındayım. Sevmeye devam mı etsem? Yoksa kendime zorluk çıkarmadan unutma yoluna mı girsem? Unutma yolu daha cazip. Ama yani hayatta birisini sevince herşey daha farklı oluyor. Ağlamak istiyorum ama etraf müsait değil.En iyisi zil çalınca kulaklıklarımı da alıp köşeme çekilmek. Belki ağlarım. Belk...

15n11n2011

                                                                                                                                       15.11.2011 Hayat zor ve çetrefilli cümlesinin anlamsızllığını yeni farketmiyorum. Kaldı ki hangi anne yavrusunu yermek ister? Evet bu cümle anlamsız çünkü hayat zor değildir aslında. Onu bu kadar zorlaştıran bizleriz. Aynı tesadüf yada şansın olmadıı gibi. Hayatta herşey zaman, mekan ama en önemlisi karar meselesi. Birisi bir karar verir ve tüm dünya değişir. Paralel zamanı bugünkü kadar hiç mantıklı bulmamıştım. Asıl demek istediğimaylardan bir mart, günlerden bir gün ben birini unutmaya karar verdim. Ardından baş...

Blah Blah Blah

Resim
Merhabaaa Sayın seyirciler, Öncelikle bende büyük bir şoka maruz kaldım galiba belirtileri görülüyor. Fakat nedenini bilemiyorum. Büyük ihtimal fazla radrasyon bende bazı sanrılara yol açıyor. Galiba. Herhalde. Bilemiyorum. Bayağı uzun süredir bloguma giremiyordum (6 güne yakın ki bu hatrı sayılır bir zaman) bu bende garip hareketlere yol açtı. Şöyleki "Bloguma ne yzayım ki acaba? Blah blah blah evet evet bunu yazsam çok hoj olur..." falanla felanla derken kimya sorusu ve ben face to face olduk. Fazla yakınlaştık. Aramızda gözle görülür bir çekimselllik oluştu. Lakin o blah blah kısımları şu (herhalde heyecandan olsa gerek) anda aklımda yok. Neredesiiiin o düşünceler diye oturup mumla arıyıcam utanmasam. Bugün güzelim okulumdan dönerken sonunda bu kitabı aldım. Ve şu an kitabı okuma aşkından ölsemde kimya çalışmam lazım. Oooooooooooof. dememek elden değil sayın seyirciler. Ve kitap o kadar hoşuma gitti ki size anlatamam. Dexter de ve Emma da genelde kend...

Jr. Alışverişkolik

Resim
Merhaba sayın seyirciler, Bugünlerde yeni işim finans uzmanlığı. Arkadaşlarım yaklaşan erkek arkadaşlarının doğum günleri için onlara hediye almak istiyorlar. Tabii günümüz şartlarında bunu yapabilmek için adına para verilen bazı kağıtlardan olması gerekiyor sizde. Aslında günümüz şartlaarında değil son bilmem ne kaç bin yıldır bu iş ya demir yuvarlaklarla yada kağıtlarla görülüyor. Neysem bende onlara bütçe hazırlıyorum ve uğurluyorum. Ay ne kadar güzeeel değil mi? Yanlız tek bir sorun var. Bir Alışverişkoliğin Jr. versiyonu ben haftada aldığım parayı gününde bitirip sokaklarda sürünen benden bir finans uzmanı nasıl olur? Bakın buna şöyle bir açıklık getireyim. Kendim içinde yaptığım bütçeler var. Amma velakin teoride olan şeyler bende pratikte sökmüyor. Ve şu ölümcül benzerliğe bakın Rabecca Brandon (eski soyadıyla Bloomwood) o da bir Alışverişkolikti. Ama aynı zamanda finans muhabirliği yapıyordu. Sonra borç batağına girdi. Sonra o bataktan çıktı ( aslında burda büyük...

10 Photo

Resim
Merhabalar sevgili seyirciler, Şimdide size tumblrdan çaldığım fotoğraflar gösterip hadi yorum yapalım diyeceğim. Photo1: Çeviri: Eğer kurallara uyarsan, bütün eğlenceyi kaçırırsın. Ne kadar mantıklı değil mi? Yani AMAN TANRIM BU GERÇEKTEN DOĞRU tepkisi vermesenizde sizinde beğendiğinize eminim. Photo2: Çeviri: Hayat sanatsız sadece 'eh' Bence bu da gayet hoş. Sizce de değil mi? Photo3: Erkek: O kız seksi, Kız: O kız sürtük Kız: O çocuk seksi. Erkek: O bir gay. Erkek ve kız bakış açısının en net hali. Photo4: Fazlasıyla doğru olup benim içinde geçerli bir sonuç mesela. Photo5: Burda da yine farklılıklar. Photo6: Yine farklılıklar ama en çok buna güldüm desem yeridir. Muhahaha hala gülüyorum :D Photo7: "Willie Wonka Wllie Wonka çikolata kralı..." şarkısı hala kularımda çınlıyor. Bu filmi her izlediğimde aşırı bir derecede canımın çikolata açlığımın öldürücü boyutta olmas...

I Am Alexandra Udinov

Resim
İyi akşamlar sayın seyirciler, bu akşam bu postumu tamamiyle Nikita dizisinin 2. sezon 4. bölümüne ayırmak istiyorum. Ama öcelikle genel bakış; Bu arkadaş Nikita olur. Kendisi dizimizin ana karakteri olup sıkı kadındır.  Dizinin konusu onların "Vision" dediği ama bizim "Bölüm" dediğimiz herkeşçe gizlenen sadece hükümetin ileri gelenlerinin bildiği bir suikast ekibi. Bölüm hayatta tutanacak hiçbir dalı kalmayanları toplayıp bir güzel eğitip dünyaya karşı suikast yapmaya salıyor. Ama bu suikastçı insanlar görevden sonra direk bölüme geri dönüyorlar. Bölümden ölmeden kaçamazsınız çünkü hepsinin üzerinde çipler var nereye giderseniz çipler etkisiz hale gelmiyor. Nikita ise koskoca Bölüm'ün gelmiş geçmiş en iyi suikastçisi taa ki Nikita Bölümden nefret edip bir an önce oradan kaçasıya kadar. Gizli yardımlarla öldü gibi görünüp çipi de imha edip özgürlüğüne uçuyor. Ama buralar asıl anlatılanlar değil. Asıl olay Nikita'nın birkaç sene sonra intik...

Şu an midem beni öldürüyor.

Hayat zor. Bunu herkesler biliyor. Zor olduğunu bile bile insanlar psikopat gibi zorluklara zorluk eklerler plan yaparlar. Benim bugün için bambaşka hayallerim vardı ama taaakiii dün st 17.28 sularında başlayıp mide ağrısı-bulantısından geberene kadar. Şimdi sorucaksınız öldün mü diye? Nayır ölmedim. Hala yaşıyorum. Ama buna nasıl yaşamak denirse? Neyse şu benim midemin beni becermesi olayını kısa süreliğine rafa kaldırıyorum. Ve size dünden bahsetmek istiyorum. Dün dünyanın en acı deneyimini yaşadım. Hemde çok acıydı. Evet arkadaşlar aldaltıldım. Yani belki aldatılmamışta olabilirim ama ben durum acındıracak hale getirmem gerekirki aldatıldım demeye devaaaam. "Nasıl?" sorusunu duyar gibiyim sayın seyirciler. Evet Mr.F'yi başka bir kızla oturup konuşurken gördüm. Şimdi burda bana küfür ediyorsunuz herhalde ama ben öyle anlamak istiyorum! Hemde kızla sadecce konuşuyolardı ki büyük ihtimal arkadaşlar. Aslında aldatılmaktan çok kıskançlığın zirvesindeyim ama çaktırmıyor...