Şiddetli Sarsıntı, Sonuç Ağır Travma

Bundan tam pazar günü önce bir kriz anında düşüncelerim aynen şunlardı:
"Ben neyi çok yaptıkça karşılığında da çok kırıldım. Çok fedakarlıklar yaptım, sırtımdan vuruldum. Çok anlayışla karşıladım o da insan hata yapar dedim acımasızca yargılandım. Çok sevdim ama onların arkasından hayalkırıklıklarımı toplamaya çalışım toplarken ellerim kanadı kimse gelipte ellerimi sarmadı. Kabuk bağlar geçer dediler şuraya git buraya git dediler ama kimse gelipte yarama dahi bakmadı. Çok affettim, hemen affettim ama bir türlü yaptıklarımdan dolayı affedilemedim. Çok kırıldım, yerden yere vuruldum, arkamdan konuşuldu, sövdüler vurdular geçtiler. Peki ben ne yaptım? Bayan iyimserlik bunları da 2 tatlı söze unuttu. Ben salak gibi unuttum, hiç olmamış gibi davrandım. İnsan hiç mi hatalarından ders çıkarmaz? Tamam o kadar da hakkımı yemeyeyim. Bende sonuçlar çıkarttım ve sonrasında ayağımı ona göre denk aldım ama ne yarar? Yine de zarar gören ben oldum. Resmen aranıyordum. Ama artık o eski ben değilim. Heyecanlı, neşe dolu, kalplerinizi ısıta. Yok o kız artık. O kız artık kendini uçsuz bucaksız, kapkaranlık, labirent gibi ama çıkışını bulamayacağı içinde çıldıracağı şekilde hazırlanmış karmaşık ve bobi tuzaklarıyla dolu bir mağaraya zar zor attı kendini. Kendini dışarıdaki godzillalardan kurtarmak için. Yanına aldığı 3 şey; hiçbir zaman, hiçbir yer, hiç kimse. Beni geri getirecek birkaç kişi birkaç şey var. Onlarda bulunmaz nimet ama azıcık çabaylada olağandışı değil. Bunca zamandır kendime zehir aromalı insanlarla çubuk kraker tadında hayat geçirmeye çalışıyordum. Püf noktası ise ben çubuk kraker sevmem ki. Ben tamamiyle kraker sevmem. Sonuç olarak hayatınızda acı çektirdiğiniz sanki siz avrupa ben bosna hersek misali bombaladığınız ama bir türlü de yardım eli uzatamadığınız ülke. Lütfen bir süre beni aramayın, sormayın."

Peki bu buhranlı günün üstünden kaç gün geçti haydi hep beraber bakalım. Pazar günü ailesiyle büyük tartışmalara giren bu kız pazartesi tüm gün okulda ağlamaktan kan çanağına dönmüş gözleri ve kıpkırmızı olmuş burnuyla dolaştı durdu. Ona neden böylesin sorularına karşı verdiği yanıt birkaç damla gözyaşıydı. Sonra salı oldu. Ogün akşama kadar her şey güzeldi, çok hoştu zaten pazartesiden beri okuldan sonra kaldığı kurslara Mr. F'ye daha da yakındı. Mutluydu ama içten içe huzursuz. Salı günü akşam tekrar tartıştı ailesiyle ve her şeyi bırakıp yatağına kıvrılıp ağlayarak uyudu. Çarşamba gününe her şeye sil baştan başladı. Çünkü hayat kısaydı ve ne zaman ne olucağını kimse bilmiyordu. Hayatın kısa olduğu fikrine bugünlerde takılma sebebi ise çok fazla dejavu oluyor kendini ölüme çok yakın hissediyordu.

Aslına açık yüreklilikle söylemem gerekirse ben hiçbir zaman bu kadar melankolik olmadım.Bugünler benim için zor geçiyor hepsi tamamiyle bu. Gel gelelim velhasıl kötü günlerimi yazıya vurarak kendimi rahatlatıyorum.
Bu akşamlık bu kadar.
Benden bu kadar.

Jr. Leydi

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Velhasıl ziyan olduk ziyadesiyle

Benim Bura Afet Yeri*

Veronika Ölmek İstiyor - Paulo Coelho