Damla'nın Önizlemesi

Ben bu aileleri anlayamıyorum çok ciddiyim. Ben sadece kendi ailemden değil başka ailelerden de bahsediyorum. Bir kere bizde artık bir birey olduk. 17 yaşındayız. Yani bunun yaşla alakası yok ama yaklaşık bir buçuk sene sonra kendi yolumuz için belki de bambaşka şehirlere ayrılacağız. Hayat bizim için çocuk oyuncağı gibi de değil. Yaşımız sizin yarısı kadar olduğu için biz bir birey değil miyiz yani? Bende bir bireyim. Her gün başıma felaketlerde geliyor güzelliklerde. Tamam para bakımından bağımlıyım aileme ama bu benim birey olmamı engelliyor mu ki? Engelliyorsa da burada bir problem yok mu? Ben her gün eve sizden daha erken varıp eve geldiğimde beni bekleyen bir kocam yada çocuklarım olmadığı için mi bu yok saymalar ? Mesela başımıza bir felaket geliyor ve zorunlu bir etüd var dershanede gitmezsek aile dakikasında mesaj gidicek. Babamızla konuşuyoruz gitmesem diye ama o bize gidiceksin diye ısrar ediyor. Dershaneye gitmek istememek niye hemen ailelerimiz tarafından "Aaa b...

Bu yazıyı bu şarkı ile okursanız bırakmak istediğim etki tamamen ettkili olucak. Anlamlandııramadığım şeylerden biri de ne biliyor musunuz? Bebeğimin babası niye her cuma törende yüzünü benden esirgiyor? Esirgeyince ne oluyor? Ne kazanıp ne kaybediyor? Tamam bayannefretdolugünler'i kazanıyor  ama bayımbensendenhamileyim niye siklenmiyor? Tamam şaka maka ama alt tarafı senden cuma günleri bare şu aptal tören sırana gelmeni istiyorum.  Buna benzer ve daha bundan çok çok şeyler kafamda binlerce takla atarken hala sağlıklı düşünemiyorum. Ne zaman sağlıklı düşüneceğim bilmiyorum ama gerçekçi olmam gerekirse böyle birşey imkansız. Beni ağlatan bir adam var güldürenlerden daha çok sevdiğim. Bazen onun her zaman yaptığı şeyler yüzünden nefes almak intihar gibi. Nefes almak kendimi bir kez daha kalbimden bıçaklıyormuşum gibi. Bazen nefes almak nefessiz kalmak gibi. Bazen nefes almak umutlarını öldürmek gibi. Bazen nefes almak bu kabusun bitmeyeceğini hatırlatmak gibi. Bazen...

Sadece bu resim için post yazmaya karar verdim biliyor musunuz? Evet yanlış duymadınız. Gerçi bu şartlar altında yanlış okumadınız. Ben şimdi Bay Boğadan 3 aylık hamile olduğumu iddia ediyorum ya bu fotoğrafta gelecekten birilerine gönderilip tumblr'ın da paylaşılmış. Evet şimdide bu fotoğrfatakilerin ben ve Bay Boğa ve bununda kızımız olduğunu iddia ediyorum. Yanlız tek bir sorun var ki o da bizim bu fotoğraftaki 2 kişinin bize hiç benzemediğidir. Ama olsun belki biz estetik yaptırmaya karar verdik. Olamaz mı olabilir? Bu postu devam fotoğrafları ile devam ettirmek istiyorum.......   Yahu şu panama şapkalarından bana almak isteyen var mı? Yılbaşı hediyesi, bebek hediyesi, doğum günü hediyesi analar günü hediyesi çocuk bayramı hediyesi zafer bayramı hediyesi işçi bayramı hediyesi öğretmenler günü hediyesi samsuna çıkma hediyesi cumhuriyet bayramı hediyesi izmirin kurtuluşu hediyesi ve de canım sıkıldı bende sana aldım hediyesi olarak kabul edebilirim. Kısaca he...

Sizden son bir hafta için çoook ama çoook özür diliyorum. Ama şu kahrolası notlarımı düzeltmek için sarf ettiğim o çabayı bir koşucu yapsa saniyede 100 km/hız ile tarihe adını altın harfler ile yazar. Evet aynen böyleydim. İçimdeki bu çalışma hırsı nasıl geldiyse artık ciddi ciddi uzun sürdü. Tam 1 hafta 2 gündür. Ki bugün sınavlarım bitti ama bir yandan bu yazıyı yazarken diğer yandan logaritma çözmeye çalışıyorum. Yan etkileri ise çok ağır. Gün de 5 saat uyku ki kafanızı hiç hoş yapmıyor. Şu an beynim patlayacak gibi hissediyorum. Hani beyin hiç yorulmazdı? Sonra konuşma yetimi kaybettim. Ya da konuşurken mesela birisi "siktir" diyor ben bunu logaritma 2 tabanında  3 olarak görüyorum. Ya da ağar gördüğümde "Aaa  bak bu oduns gövdeli kesin kambiyum var. Üzerinde de peridermis var. Bu kereta kesin sitokinin salgılıyor baksana bir türlü yapraklarını dökemedi." falan diye dünyamızdan ütopyaya uçuveriyorum. Ama size çok tiksinç bir haber vericeğim. "DERS Ç...

Bu aralar sinir olduğum şeylerin listesii yaptım lütfen bu yazı dikkate alınsın! Sürekli aynı şeyi delinin şeyine tutnulduğu gibi tekrar edilmesi. İlke ve Bay Boğanın köşelerine çekilmesi.   "    "     "        "     konuşması. Bay Boğanın ilkeyi beklemesi.   "         "          "    terk etmemesi. İlke yazmak için harcadığım emek ve mürekkep. Kötü sınav notları. Geometri sınav notum. Bahtışen. Felşefe dersleri. Dilek Akkalay.    "           " 'ın kelebekli çizmeleri.    "           "       mario hareketleri. Çingeneler özellikle sınıfımdaki. Dilek Akkalay'ın yüz mimik ve vücut jestleri.   "              "         yere ayağını vurması. Özgenin sırtıma masaj yapmaması. Saçlarımla oynanmaması. Hojlandığım çocuk...

Uzun bir zamandır hayatımda bazı tuhaflıklar var ama ben daha bu tuhaflıkların sebeplerini, çözümlerini kısaca köküne gidemedim. Mesela bu geceki rüyam gibi. Uyanınca ağlayacaktım rüyanın güzelliğinden. Siz bana götünüzle gülmeden söyleyeyim evet her cuma Bir Çocuk Sevdim'i izliyorum ve evet bu ruya hafiften ona benziyor. Ama yani sadece hafiften. Rüyamda sarışın, mavi gözlü acayip tatlı ve bana benzeyen bir kız çocuğum vardı. Böyle o kadar tatlıydı ki yazarken aptal gülümsemeyi yüzümde bulabilirsiniz. Bebeğim benim kucağıma bile azıcık büyük gelecek kadar kocaman olmuştu. Ben ona komik olmayan normal şeyler anlatırken o harika bebek kahkahası ile bana gülücükler atıyordu. Daha rüyamdayken bile bu rüyadan hiç uyanmak istemediğimi biliyordum. Bebek Bay Boğadandı ama ben onun bilmesini istemiyordum. Ben onu gizli gizli izlemeye gidiyordum kızımla. Her ne kadar Bay Boğa bebeğini bilmesede bende Mine gibi zengin ama daha genç ve yakışıklı bir adamla evlenerek kızımın geleceğini k...

Eğer sabrederseniz yazı daha sonra melankoliden çıkıp neşeli bir hal alacak. Umarım. İtiraf ediyorum bu şarkıya bayılıyorum. Çok komik, çok ironik. Herşey bugünlerde fazla komik ve sıradışı geliyor. Fazladan, fazladan. Önceleri herşey üst üste bu kadar gelemez diyordum. Ama bu üst üste gelen artçı depremler daha imdiden desteksiz ve sağlam olmayan ruhumu enkaz altında bıraktı. Her şeyin başında ben bir ara aç gözlülükle 3 kişiden hoşlanıyordum. Aslında tam olarak aç gözlülük değil. Yani kendimi içlerinden sadece bir tanesine fazlacana abayı yakıp sonrasında ağlayıp, zırlayıp, sararıp, solmamak ve neşemi kaybetmemek adına yaptım bunu. Ve şimdide bütün oyuncakları elinden alınan bir çocuk gibi ortada gözlerinin içi dolmuş bir şekilde kip kip bakarken buldum kendimi. Üçünü de kaybettim. Gerçi son 1 aydır Bay Boğa vardı sadece tek ve öz olaraktan ama o da bilindiği üzere eski sevgilisine döndü. Sonra hayatı boyunca kimseyle çıkmayanbir tanesi tabak suratıyla çıkmaya başladı...

Evet ben daha iyiyim. Çünküme; Ben uzun boylu, selvi gibi kızım. Boyum boyuna, posum posuna cinsinden. Peki ya o kız? Kısalıktan görünmüyor be. Hani sorun kısa olması değil. Sorun beni gibi uzun ve seksi bacaklı bir kız yerine kısa ve kalın bacaklı kızı seçmende.  Kızın flüt gibi saçları var be yuhh be daha neler be. Bir benim saçıma bak bir onun. Gerçi saçlarım gür değil ama olsun. Koca götlü o kız bi kereme. Benim gibi şirin popolu bir kız varken hayvan gibi kıçı olan bir kızı seçmen çok gücüme gidiyor haberin olsun. O kız bir kere benden daha salak. Okul farkımızı hatırla! Yani senin seviyen benim seviyem. Benim böyle şirin mi şirin bloğum var ama o kızın yok. Benim sevenlerim var düşmanım yok bile ama onun ohoooo . Kız herkeşin sevgiline sarkmaktan düşman yapmış ortalığı. Ve duyduğuma göre seni etkilemek için bu kız çok yalan atmış ortaya. Masumum, iyi aile kızıyım ayaklarına yatmış. Ya o sahte ben daha ne diyeyim. Herkes söyler bende saf güzellik var, içten masum...

Ben yer ve zaman farkı olmaksızın sapıtan elime kağıt kalem alıp aklımdan ne geçiyorsa yazan biri olarak okulda lanet almanca dersi sırasında işte böyle saçmaladım; Saat 13.12   2 Aralık "Bay Boğa'dan Jr Leydiye hayallerinin mektubu....  <bunu yazarken bile eğleniyorum> Jr. Leydi,     Sen bir meleksin, dağda gezen ineksin. E bende erkek olduğuma ve ineğin erkeğide  boğa olduğuna göre oluyorum.Senin boğan. Şimdi buradan da anladığımız üzere biz birbirimiz için yaratılmışız.     Bana güvenmemekte ve kırılmakta haklısın. Bunlar için çok üzgünüm ve üzgün olmam bunları tamir etmez biliyorum.    Son zamanlarda aklım çok karışıktı. Eski sığınağıma geri mi dönsem yoksa yep yeni yerler mi tanısam diye. İlk olarak eskiye geri döneyim dedim. Çünkü eski her zaman daha bilindih daha iyidir. Hata yaptığımı çok ggeç anladım. Neden eski sığınağımdan ayrıldığımı unutmuşum. Orasının bana gün geçtikçe cehenneme döndüğünü unutmuşum. Onunla mutluy...

Son 3 gündür yaşadığım depreşyon ve  bunalımı anlatamam sayın seyirciler... Malesef ki büyün hayallerim çöktü, bitti, mahvoldu. Bay Boğa eski sevgilisine döndü ve ben öylece kalakaldım. En kötü yanı ise bunu part part öğrenmiş olmam. Mesela ilk onları beraber yürürken görmem, 1 gün sonra ise işin asıl boyutunu daha yakından görmem. Şimdi part part olaya başlıyorum. Her öğrendiğim şey sonunda yaşadığım şokları elimdeki küçük defterden ve siyah stabilomdan çıkartmanın sonucu budur. 29 Kasım 2011   13:21 sularında (Onu ve kızı yürürken gördüğümde.) "Baylar bayanlar ne yazacağımı bilemiyorum. İçimde ağlama dalgaları var, kıyıya vurup duruyor ama bir yandan da dalgaların büyümesini engelleyici bir şeyler var içimde. Acaba bu engeller ne? Kendi kendimi çözdüğüm zaman kendime çikolata alacağım. Bu duygusal çöküntümün sebebi Bay Boğa'yı eski sevgilisiyle görmem. Onu kendi okuluna kadar bırakıp geri dönmesi.Herşeyi geçtim onu okuluna kadar bıraktı ya. Şimdi ben napayım? Kazon...

İyi Akşamlar Sayın Seyircileeer,  Bu akşam size çektiğim saçma sapan fotoğrafları paylaşamasamda aklımda bambaşka saçma sapanlıklar var. Aklımda zilyon tilkiyi yakalayana aşk olsun. Ama öncelikle size Bir Gün kitabu hakkındaki yorumlarımı sunmayı bir borç bilirim. Bir heves okuduğum bu kitap hevesimden midir nedir ilk harikaydı. Sonra sürekli 15 Temmuz okumak bana yaramadı herhalde ki azıcık bayağılaşmaya başladı. Hem nerdeydi o büyük aşk? Kitabın daha 2. ve 3. syfalarında bir sürü mükemmel yorum. Hani nerde o mükemmel kitap diye düşünmeden alamadım kendimi. O mükemmel tutku dolu aşkı 400. sayfaya kada gelipte bulamayınca bende aramaktan vazgeçmeye başlamış sonunu nereye bağlayacak diye merak ediyordum. Ve açıkçası aslında o tutku dolu aşk eksikliğinde aslında yazar fazladan fazladan mükemmeldi.Adamın anlatışı, o hiç düşünülmeyecek ayrıntılar, geçmiş hakkındaki yorumları, 90ları anlatışı. Ciddi ciddi adam harika bir yazar. Ama kitabın kapağına bakıpta dediğ...

Amaaan ne biçim hayat dediğim günlerden birindeyim. Nedeni de herhalde bunalımda olmam. Gerçi ne zaman, nerede, niçin bunalıma girdiğimi bilmiyorum. Ama geçen gün internette araştırdım bu bunalıma girme belirtilerinde uyku düzensizliğide vardı. Çok uyuma, az uyuma falan. Ve ben gece bir gece saat 3te bir gece (hatta akşam) 8.30da yatağımda derin bir uykuda uyuyarak bulunuyordum.Bu düzensizliğin yan etkileri ise metroda sınava çalışmaya çalışma yada ağır migrenimsi baş ağrıları yada sürekli gergin olan sinirler.Ve yoğun duygusallık Yani.bu aralar hiç birşey istediğim gibi olmuyor zırvaları. Habire zırvalamalar ağlamalar falan. Neyse olaylar böyle çevrelenrken Tarih öğretmenimiz adı lazım değil baş harfi bahtışen'i öldürmek istiyorum.Ben onu öldürürken çıkaracağı sesler güzel bir şarkının en can alıcı melodileri gibi geleceğinden hatta beni iyicene tahrik edip daha sert davranacağıma dair söz verebilirim. Bu hırçın sevgimin nedeni ise kağıdı fulleyip verdiğim (9 puanlık boşluk...