Kayıtlar

Ekim, 2011 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Aaaaa bu arada söylemeyi unuttum,

Resim
HAPPY HALLOWEN!

Narsuyu içerkene

Resim
Var ya hayatım boyunca ilk kez yanımda sıcak birini aradım. Sıcak elleri olsun ceketlerimiz birleşsin, biz birleşelim, beraber ısınalım istedim. İstedim de istedim. Tabii free ruhum bu kadar romantizmi kaldıramadı yanında o olmazsa sıcacık araba olsun dedim. Şöyle içine yerleşeyim klimayı açayım en sevdiğim şarkılarla bağıra çağıra evime gideyim. Tabii burada mantıkım ile reomantik üslubum karıştı ve hadi arabayıda o sıcak varlık sürsün dedim ama devamı gelmedi. Bu sıralar olamayacak şey için böyle hayaller kurupta kendimi üzmeye değmez dedim ama evet sayın seyirciler hayatım boyunca ilk kez sıcak bir el araım. O vize kuyruğunun başı hem belli olmayıp hemde bir türlü gelmeyen 1,5 saatlik donma merasimimde bun düşündüm. Dikkat!! Şimdi göreceğiniz fotoğraflar sevglileri olmayan veya kötü görünenler için tsunami etkisi yapabilir ammavelakin içimdeki mazoşist devreye girdiğinden ve paylaşımcı bir insan olup sizinle beraber ağzımın sularını akmasını istediğimden hazırlıklı olun!!! ...

Yeni Br Sayfa Sarı Olanından.

Resim
Tarih 1Nisan,2011 ve ben bunu yazmışım; "Açıkçası bu yazıyı yazma sebebim birazıcık özenmek oldu.İzlediğim filim beni resmen çarptı. Şu konuda etkiledi diyebilirim; düşünmeye, içimdeki dengeyi kurmaya ve sabra. Aslında yanlış deyim. Etkilemek, çarpmak değil resmen teşvik etmiş. Söylemem gerekirse uygulamada hepsi zor. Ama şuan düşündüğüm şey hayatta hep seçtiğimiz kişiye kalbimizi açmalıyız. Eğer o bizi seçmiyorsa seçtirmeliyiz ya da ona takık hale gelmeliyiz bakış açısı. İtiraf etmeliyim ki bu bakış açısı yada düşünceye bende sahibim. Çok kez düşündüm hep uyguladım. Hep birisini seçtim. Bana çok uyuyor dedim. Beni de sevmesini bekledim.Onunda beni seçmesini sağlamaya çalıştım.Ama düşününce aslında ne kadarda zarar verici olduğunu gördüm ve değiştirmeye karar verdim. Seçmek bir işe yaramıyor. Aksine insanı daha kırılgan, saldırgan, üzgün, hırslı yapıyor. Peki hep niye seçiyoruz? Bunun canımızı acıtıcağını bile bile niye bu işe kalkışıyoruz? Ve niye saçilmeyi beklemiyoruz, seçmek i...

Aklıma Geldi de

Ay amanın birde aklıma geldi geçen gün öyle aval aval Tansaş ziyareti yaparken bir bakmışım kitap bölümündeyim. Neyse kitaplara bakıyordum ki karşımda şu an blogumun arka kapağı olan "One Day" filminin kitabını görmez miyim? O an şansıma lanet ettim. Paramı keşke bir gömleğe yatırmasaydım diye. Şimdi şu sonuca varacağım: Bana o kitabı ve birde istediğim bir başka kitabı alan kişiye benimle 2 gün vericeğim ama terbiye sınırları içerisinde. Yada bana Lacoste ayakkabı vişne çürüğü rengi alana ;) Herşey bu kadar basit. Ama kesinlikle terbiye sınırları içerisinde. Birde Morcheeba - Enjoy The Ride. Herkeşlere öneririm. Şu Düşüş serisini okuyun. Çok otantik.Cidden. -The End- Jr. Leydi

Şiddetli Sarsıntı, Sonuç Ağır Travma

Bundan tam pazar günü önce bir kriz anında düşüncelerim aynen şunlardı: "Ben neyi çok yaptıkça karşılığında da çok kırıldım. Çok fedakarlıklar yaptım, sırtımdan vuruldum. Çok anlayışla karşıladım o da insan hata yapar dedim acımasızca yargılandım. Çok sevdim ama onların arkasından hayalkırıklıklarımı toplamaya çalışım toplarken ellerim kanadı kimse gelipte ellerimi sarmadı. Kabuk bağlar geçer dediler şuraya git buraya git dediler ama kimse gelipte yarama dahi bakmadı. Çok affettim, hemen affettim ama bir türlü yaptıklarımdan dolayı affedilemedim. Çok kırıldım, yerden yere vuruldum, arkamdan konuşuldu, sövdüler vurdular geçtiler. Peki ben ne yaptım? Bayan iyimserlik bunları da 2 tatlı söze unuttu. Ben salak gibi unuttum, hiç olmamış gibi davrandım. İnsan hiç mi hatalarından ders çıkarmaz? Tamam o kadar da hakkımı yemeyeyim. Bende sonuçlar çıkarttım ve sonrasında ayağımı ona göre denk aldım ama ne yarar? Yine de zarar gören ben oldum. Resmen aranıyordum. Ama artık o eski ben değili...

Dream On tuşumu

Resim
Biri dream on tuşumu açık bırakmış. Lütfen hayatıma girecek bir sonraki insan; ya şu tuşu kapat fazla yazmasın malum zam geldi gelicek geliyor, bu durumda servet yatırmaya gerek yok. Yada al voltmetreni ortaya bağlayalım ve hem tasarruf edelim hem de hayal kuralım. Mesela ben (her ne kadar bağlanmak istemesemde hayal kurmak yasak değildir) seni istiyorum. Yanımda ol istiyorum. Küçük stüdyo dairemizde ben çayımızı getireyim beraber sarmaş dolaş fazlasıyla yakın film izlemeye çalışalım. Sen benim dikkatimi dağıt, konuş, gıdıkla, öp, sev, saçlarımla, benle oyna. Ben sana kızayım izlemeyeceksen git şuradan benimde dikkatimi dağıtma diyeyim. Ama sen benim hem ciddi olduğumu hem de ciddi olmadığımı bil.Sonra filmi kapat ve beni kucakladığın gibi doğru yatak odasına götür. Ben sana kızayım ama sen gülüp beni yolda öpmeye devam et. Zaten fazla sürmeden yoldaki öpüşmemize bende katılırım. Falan felan.... Ben sana demedim mi açık unutma düğmeyi diye. Bak fazladan yazmaya başladım. Yine. Yenid...

T.G.I.F

Şimdi bloggerın yeni bir yüzüyle tanıştım. Çok seksi bir tanışmaydı üstüne tanışma tanımam. Şimdi eğlenceli müziklerin arasında her zaman girmediğim bir bunalım kaosunun içinden size sesleniyorum. Evet içsel çığlıklarımı duyan beni bir dürtsün. Hayat zor. Oyuna son seviyeden başlayıp hiç seviye düşememek duygusunu bir tek ben yaşamıyorumdur diye düşünüyorum. Of şu an dinlediğim şarkı hiçte kaosuma uymuyor hemen bir değişiklik yapayım.Herkese bunu öneririm. Şu gördğünüz yukarıdaki yazıyı dünkü ruhsal çalkantım içerisinde yazdım. O dünkü perişanlıktan arta kalandı. Bugünkü perişanlığı anlatmak istersem Mr. F bugün okula gelmedi. Aslında şaşılacak durum değil her cuma gelmiyor. Peki Mr. F neden cuma günleri gelmiyor? Yaptığım inanılmaz ve mucize ötesi beyin fırtınaları bile buna cevap veremezken ben susuyorum. Adele konuşsun . Sizde ilk Adele ismini duyunca telaffuzda adele mi dediniz? Ben dedim. Evet yapım bunu ama adel demek daha kötü değil mi? Hatırlarsak yıllar önce Adel mar...

Saçmalama Operasyonu

Saçmalıklarımı tatlı bulan insanlar var. Aslında konum bu değil ama amaaan aklıma ne gelirse yazmaya karar verdim. Bugünlerde işim gücüm saçma sapan insanlar, sorular, olaylar, hayaller peşinde koşturmaki tartışmak, uğraşmak halinde bulunuyorum. Neden isyan etmiyorum bilmiyorum. Ama isyan bayraklarımı çekmeme çok az bir hal kaldı haber ola. Sabahın köründe açılışı ingilizce dersle yaparsanız bugün benim yaptığım gibi türlçe düşünemez yarım yamalak ingilizcenizlede (ay çok alçakgönüllüyüm.) düşünmeye çabalar çabalar çabalar benliğinizi kaybedersiniz. Çok konuşursunuz ama aslında konuşamazsınız. Acı çekersiniz karşınızdakine anlatmaya çalışırsınız ama karşınızda ki size "Sus" demesi gerekirken "Çok tatlısın" der ve sizin iyicene feleğiniz şaşar. Zaten 24 şehit haberi yeterince üzücüyken birde saçmalamak ayrı bir olay. Hep birşeyi çok iyi yapmayı istedim. Olmadı, olamadı. İşte yarım yamalak yazı yazıyorum bu yazıları okuyanda saçma kelimesinin fazlalığından dolayı yazı...

ı am not guilty

Niye erkekler bir kızı ortada bırakıp gittiklerinde haklı sayılıyorlar? Niye kızlar bunu yapınca anormal oluyor? Ve bir erkeğin aşk acısı çekmesi neden yanlış? neden tuhaf bakılıyor bu duruma? Aklımdaki bu binbir sorunun cevapları var ama insanlıkla örtüşmediği kesin ki ben burada anormal olduğumu itiraf etmiş oluyorum. Aslında olay tamamiyle şu ki bir erkeği ortada bırakıp gittim diye ona yazık ben ise gaddar. Allasen ben ne aşk acıları çektim hala ayaktayım ama hala yaşıyorum. suçlu değilim, pişmanlık duymadığımı söyleyemem ama açıkçası artık onu da duymuyorum. tamamiyle rahatım, özgürüm. az kalsın çok ağır bir ilişkinin altına giriyordum ama bu isteyeceğim en son şey. dışarıda o kadar erkek varken ben niye bir erkeğe bağlanayım hemde bugüne kadar doğru sürüst hiç eğlenmediğim biriyle. evet bu zamana kadar kendimi yeterince duygusal, fantezik, hafif romantik, genelde mantıksal ama iyi huylu gösterdim. Elimden geldiğince fedakarlıklar yaptım. ama bazı konularda fedakarlık yapılmamalı...